Ömer Gürsoy;
Kendisi Danimarka vatandaşı olduğu ve Türkçemize çok hakim olmadığı için onun sürecine ilişkin biz bir şeyler söylemek istedik.
150 günlük bir süreç içinde 42 kg zayıflayarak ülkesine geri gönderdik Ömer’i.
Bakıldığı zaman verilen kilo, değişen rakamlar herkesin gıpta edeceği değerler ama bizler baktığımızda çok daha fazlasını gördük ve görerek yolcu ettik Ömer’i yaşadığı yere.
Kişilik olarak baktığımız zaman yaşadığı çeşitli nedenlerden dolayı içine kapanık, hitabet sanatına çok hakim olmadığı için kendisini dilediği gibi özgür şekilde ifade edemeyen ve bunların neticesinde anlaşılamadığından dolayı içinde yaşadığı yalnızlığı dışına şiddet olarak çıkartan ve yalnızlığını da tüketimle perçinleyen bir kardeşimizdi Ömer.
O kadar ki, kendi yaş grubu içinde yaptığı kavgalar nedeniyle yaptırımlara maruz kalan, yalnızlığını günde 6 lt enerji içeceği içerek doldurmaya çalışan bir kardeşimiz.
Yaşam boyu form ailemize dahil olduğunda hem kendisi hem de bizler temkinli bir sürecin başladığını biliyorduk ve bir süre bu şekilde devam etti. Zayıflama Kampı süreci kendi içinde zaten keyifli ama zorlu bir süreçken bunu iki katı yaşadığımız 150 günlük bir serüven bizler için başlamıştı.
Her gün sabahtan akşama kadar telefondan diziler izleyerek kendisini kapattığı sıkışmış dünyasından, etrafındaki insanların samimiyetleri ve anlama çabaları sonucunda farklı paylaşımlarda bulunup biraz olsun kendisini yalnız hissetmediği bir aileye sahip oldu.
İlk başlarda zorla da olsa eline kitap almayı ve telefonu bir kenara bırakabilmeyi başardı.
Her istediği zaman esiri olduğu kimyasalları tüketmeyi değil de, hak ediş sonucunda zararlı olduğunu bilse de yasak psikolojisi yaşamamak ve her şeyin hayatın içinde bizler için olduğu bilincine ulaşarak kampın kapısından çıkıp gitti.
Şimdi rakamlara olan odağımızı değiştirip videoyu tekrardan başa alalım ve ilk girişteki sert suratın altından adım adım açığa çıkan, her yeni karede farklılaşan içindeki pırlantaya odaklanalım.
“Ömer’e;
Bize yeri geldi kan kusturdun, yeri geldi gülmekten kırıp geçirdin ve sen bu kampın değişmez bir değeri oldun. Sen sadece kilo vermedin, çok büyük değerler kattın kendine. Yazıyı yazarken özellikle isminle başladık ki yarın bir gün internette ismin arandığında hem başarın hem kazanımların insanların karşısına çıksın.
Sen sadece kilonu yaşam boyu formda tutmakla değil, son nefesine kadar hayatını anlamlı ve değerli kılmakla sorumlusun bunu unutma.
Abilerin olarak seni çok seviyoruz minik kelebek :)”