Beden Algısının Benlik Saygısına Etkisi

Her ne kadar üzerinde çeşitli yorumlamalar yapılsa ve yapılmaya açık olsa da temel olarak Obezite; enerji alımı ve tüketimi arasındaki kronik dengesizlik sonucu gelişmektedir. Geçmiş tarihe baktığımız zaman obez bireylere karşı var olan toplumsal önyargının, yalnızca zayıflığa adeta tapınan bugünün toplumuna özgü bir durum olmadığını göstermektedir. 12. yüzyılda bile Budistler obeziteyi ahlaki zaafın bir sonucu olarak damgalamışlardır. Bunun nedenini de Budizmin felsefesine bakarak yorumlayabiliriz. Buda, her şeyin geçici olduğunu, doğada “süreksizliğin” esas olduğunu vurgulamıştır.

Gelişmiş ülkelerdeki sağlık harcamalarının çok ciddi bir yüzdelik dilimine sahip olan obezite artık günümüzde kozmetik bir sorunun ötesinde, sağlık açısından önlenebilir ölümler arasında yerini almaktadır. Obezite ile ilgili harcamaların çoğu obezitenin neden olduğu fiziksel ve bir o kadar da psikolojik hastalıklar ile ilgilidir. Ayrıca toplumların özellikle obezlere yönelik önyargıları ve genel olumsuz bakış açısı bu grubun iş bulma güçlüğü yaşamasına, daha düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalmalarına  ve hatta kendilerini toplumdan soyutlamalarına neden olarak obezitenin toplumsal maliyetini daha da artırmaktadır.

Genellikle kilolu olan bireylerin zayıflama süreçlerine uyumlarında ve kilo vermelerinde bir çok zorlukla karşılaşılmaktadır. Bu zorlukların temelinde kişilerin yaşadıkları psikososyal sorunlar en başta yer almaktadır. Batı toplumunda kadının değerinin ince ve çekici kalmasına bağlı olduğu vurgulanmaktadır. İdeal beklentiler medya aracılığıyla günden güne çeşitli şekillerde insanların önüne sunulmaktadır.

Bugün ülkemizde baktığımızda obezitenin psikososyal yönüyle ilgili, erişkinlerde yapılmış çalışmalara ilgi günden güne artış göstermektedir. Çalışmalar tedavi için başvuran bireylerin daha çok psikolojik desteğe ihtiyacı olduğunu göstermektedir. Bu çalışmalara bakmadan kilolu olma halinin temel nedenlerine inmek de çözümün başlangıç noktasının fiziksel olmasından daha ziyade psikolojik temelli olması gerektiğini görmemizi sağlamakta aslında.

Obezite ile benlik değerinin azalması arasında doğrusal bir ilişki olduğuna dair bir çok araştırma yapılmış ve yapılmaya da devam etmektedir. Obeziteye ilişkin aşırı zihinsel uğraşlar bireyde benlik saygısının azalmasına ve olumsuz bir kendilik kavramının gelişmesine neden olmaktadır.

Tüm bunları göz önünde bulundurarak bir sonuca varmamız gerekirse sağlıklı kilo verme adına odaklanılacak nokta fazla kilolar değil, bireylerin kendileri ve duygu, düşünce durumlarıdır.

Bu durum kişinin herhangi bir profesyonel destek almadan kendi başına kökten çözebileceği bir durum değildir. Bunun için her bireyin imkanı doğrultusunda çalışmalar yapılmalı ve sürece dair farkındalıklar yaratılarak yola çıkılmalıdır. Sizde www.yasamboyuform.com sitemizin iletişim bölümünden bizlerle iletişime geçin ve size uygun süreci birlikte planlayalım.

Yorum Yazın