Duyguların İnsan Bedeni Üzerindeki Etkileri

Duygu; bir olay, kimse ya da nesnenin insanın iç dünyasında oluşturduğu, uyandırdığı yankı, etki, tepki, izlenim olarak ifade edilmektedir. Sosyal hayat içerisinde bakıldığında hepimiz her gün büyüklü küçüklü onlarca duygu yaşıyoruz. Gün içinde duygularımızın yönü sürekli değişebilmekte ve bu son derece doğal bir durum. Fakat duygularımızın şiddeti ve bunun bize olan etkileri duygu durumunu tetikleyen sebeplerin şiddeti ile doğru orantılı olmayabiliyor. Bunun nedeni de, duygular düşüncelerin yani algıların süzgecinden geçip oluşuyor. 

Duyguyu sadece olayın kendisi yaratmıyor. Örneğin arabayla seyir halindeyken içine girdiğimiz asfalttaki çukura, belediye başkanını sevmiyorsak daha fazla kızıyor, ofiste yapacak çok iş varsa pencereden giren gün ışığından daha az mutlu oluyoruz. Her anımızı düşünce ve algı süzgecinden süzülüp gelmiş bir duyguyla yaşıyoruz ve bu duygular hayatımızı en derinine kadar etkileyip yön veriyor. 

Zihnimizin kötü olasılıkları ve olumsuz duyguları, iyi ve olumlulara göre büyütme, abartma ve daha fazla önemseme eğilimi var. Bu, atalarımızdan gelen kendimizi koruma refleksinin parçası olabilir. Genelde bir duyguyla karşılaşınca oturup onun geçmesini beklemeyiz. Her duygu otomatik bir davranış, bir tepki doğurur. Öfkelenip reçel kaşıklar, etrafımızdaki birini azarlar, üzülünce yatıp uyuruz örneğin. Kimi zaman duyguyu fark etmez, sadece davranışımızı görür ve neden böyle yaptığımıza hayret ederiz. Buradan hareketle yemek davranışı bir eylem, duygular ise bu eylemi tetikleyen ana nedenler diyebiliriz rahatlıkla. 

Hepimizin belirli bir olay ve çağrışımlar karşısında zaman içerisinde tekrarlana tekrarlana gelişip yerleşmiş ve kalıplaşmış düşünce, duygu ve davranış zincirleri vardır. Aynı uyaranlar, hep aynı düşünceleri ve duyguları, onlar da hep aynı davranışları üretir. Bunlar yaşamımızın büyük bölümünü kaplar. Yaşam biçimi değişikliğinin bir unsuru, duygular ve bunların üreticisi olan düşünceleri fark etmektir. Duyguların düşünceler tarafından oluşturulduğunu ve bu düşüncelerin çoğu kez yersiz kurgular olduğunu ve gereksiz büyüklükte olduğunu görebilmek için sakin ve odaklanmış bir zihin gerekir. 

Hissettiğimiz duyguları ve bunların sebeplerini anlamak için büyük bir adımdır. Duygular ve düşünceler sabun köpüğü gibi geçicidir. Çoğu kez bunları tanıyıp sadece geçmelerini beklemek bile kendimize zarar verdiğimiz davranışlara yol açmalarını önleyebilir ve zayıflama sürecinde attığımız en büyük adım olabilir.

Yorum Yazın