Şükrü Turan (-35 Kg)

90 Günde Verdiği 35 Kg.'ın Öyküsü

Kilonun asıl sebebi çok yemek değil aslında, hareketsizlik ve düzensiz beslenme.

Bu beslenme düzeni eğer oturtulursa kilo alınmaz veya verilmek isteniyorsa da verilebilir. Tabi bunun için bilen birisiyle çalışmak gerekiyor, bir profesyonelle. Başka türlü kilo probleminin çözülebileceğine inanmıyorum.

Ben buraya geldiğimde 130 kg.’dım, eski kötü alışkanlıklarımdan arınmadığım için. Kilo vermiştim askerden önce ama nasıl kilo korunur yada nasıl kilo verilir bilmiyordum, eski alışkanlıklarım devam ediyordu. Cüsse belki 130-140 kg değildi ama kafa aynıydı.

Askerde son 1,5 ay özellikle stresten ve hareketsizlikten dolayı bi 20 kg aldım, tekrar 130 kg.lara çıktım. Çok şükür ki şu anda 100 günün sonunda 95 kg. oldum, hedefim 82-83 kg.ları görmek.

Burda aç kalmadık, çok şükür iyi yedik 🙂 Spor yaptık, en önemlisi bi spor yapma alışkanlığı ve yemek yeme alışkanlığı aşılandı burada. Yani nasıl yemek yenir, ne yenmemeli, ne kadar yenmeli, ne kadar spor yaparsan ne kadar kilo verirsin gibi. Burdan çıktıktan sonra da kendim uygulayabileceğimi düşünüyorum. İnsanlar diyetisyene gidiyor yemeğinin düzenlenmesi için, doğru gidilebilir, bir profesyonelden yardım alınabilir. Ben daha fazlasını istedim, hem spor hem beslenme düzenim yapılsın istedim. İşe girmeden önce fit olayım istedim, o yüzden geldim ve başardım. Önemli olan, zor olan bu kilonun daha da altına inebilmek ve artık daha üstleri hiç görmemek. Yani görülür daha üstü de kastan, kas olarak görülür yani 10 yıl içerisinde, ciddi antrenmanlarla. Bir daha asla vücudumda 40 kg yağ olmayacak! Şu an 19,7 kg yağ var. Bi 9-10 kg daha verip, atacağım sıvılarla birlikte 13-14 kg. eder. Hedefim olan 81-82 kg.’a inip artık bu kilo problemini noktalayacağım. Artık bu saatten sonra yine orada bir profesyonelle çalışarak, antrenman yapma tekniklerini, kassal egzersizi öğreneceğim. Burada daha çok kilo vermeye yönelik egzersizler yapıyorduk, kassal da çalışıyorduk ama genelde amaç yağ yakımıydı. Şimdi benim gideceğim insan, yapacağım antrenman tamamen kas yapmaya, vücudumu şekillendirmeye ve bir daha artık kilo almamaya yönelik antrenmanlar öğretecek. Buradaki beslenme düzenini devam ettireceğim bir süre ve ondan sonra artık yapacağım diğer antrenmana göre yemek programım da şekillenecek.

Burası asla sadece zayıflama kampı değil, Burası büyük bir aile, güzel bir ortam. Geçen hafta ağlayarak geri döndüğüm, gidemediğim şimdi de gitmek istemediğim bir yer. Ama mecbur yani sonsuza kadar burada kalamayız. Yine tekrar geleceğim tabi ki ama o zaman örnek bir üye olarak.

Burası güzel, çok güzel konakladık yer konusunda hiç sıkıntı olmadı. Ne bileyim duşum odamdaydı, televizyonum odamda, internetim var, arkadaşlıklar çok iyi sıkılmadım açıkcası. İnsanlar kamp değince genelde hiç dışarı çıkılmayan, içeride aç kalıp beklenen bir yer olarak düşünüyor. Biz sürekli gezdik tozduk, yani hep dışarıdaki hayatla iç içeydik. Bazen yalnız kaldık dışarıda, kaçamak yapma fırsatı da vardı ama yapmamayı tercih ettik 🙂 Bu bize şey gibi oldu, yani dışarıdaki hayatta hep başımızda bir hoca bekleyecek diye bir şey yok. Bir şeyleri burada öğrenip dışarıda uygulamamız gerekiyor, burada da dışarıya yönelik bir eğitim gibi oldu. Ne bileyim karşımda yemek de yendi, tabi bu şey olarak değil biz de yiyebilirdik ama ben yememeyi tercih etmiştim. Her seferinde, her yemek yendiğinde yememeyi öğrendim.

Burası güzeldi, özellikle Gönül Abla’nın, Serkan Abi’nin hocalarımın hakkını unutamam yani çok büyük emekleri var, özellikle Serkan Abinin 🙂

– Antrenmanlar nasıldı? Verimli miydi?

Tabi verimli olmaz olur mu. Gezdik, sürekli farklı parkurlara gittik. Bugün bisiklet sürdük, akşam siz atletizm sahasına gideceksiniz, dün ben atletizm sahasındaydım. Yaylalara çıktık, nehirleri aştık yeri geldi botla aştık, yeri geldi yürüyerek aştık 🙂 Güzeldi ya, eğlenceliydi. Şu an 100 gün geçmiş, ilk geldiğim gün aklımda ve çok çabuk geçti vakit. Sıkılmadım hiç, sıkıldığım zaman oldu söyledim illa bir alternatif üretildi. Buraya gelecek olan arkadaşlar da sıkılacağını düşünmesin, sıkılmazsınız.

Çıkarken diğer çıkanlar gibi ağlayarak çıkarsınız yada benim gibi geri dönersiniz 🙂 Yani güzel bir aile ortamı. Ne bileyim hiçbir şey için sıra beklemedik mesela. Ne yemek için, ne çamaşır için ne duş için. Hiçbir şey için “hoca acaba kızar mı?” diye korkumuz da olmadı. Canım bir şey mi istedi, mesela tatlı, söyledim hocam canım tatlı çekiyor dedim alternatif üretildi. Ve dışarıya çıktığında canın tatlı bir şeyler çektiğinde ne yiyeceğini öğreniyorsun işte böyle. Öteki türlü sindirirsin kendini, yemezsin tutarsın çıktığın zaman tatlıya saldırırsın, yemeğe saldırırsın. Ama bunların hafif alternatifleri var, bunu da işte burada öğrendik ve ileride de uygulamayı düşünüyorum.

Yorum Yazın