Stres ve Kortizol

Bugün dünya üzerinde bakıldığı zaman “Önlenebilir Ölümler” sıralamasında Obezite, sigaradan sonra ikinci sırayı almaktadır. Global anlamda değil de bireysel bir problem gibi düşünmekle ve bu açıdan bakarak Obezite hastalığını günden güne daha da büyütmekteyiz. Diyetler yapıyor, aç kalıyor, spor ve güzellik salonlarından çıkmıyoruz. Bir süre herşey yolundaymış gibi gitsede, en ufak bir can sıkıntısında, kaygı ve endişede herşey başa dönüyor. Ve bu kısır döngü içinde yaşamımızı sürdürüp gidiyoruz.

Kilo alma hikayesi genelde bireylerde bel ve kalça etrafında kendisini göstermeye başlar ve bu durum kişinin yaşadığı farkındalığa bağlı gelişen stresle birlikte katlanarak devam eder. Peki bel ve kalça çevresindeki aşırı yağlanmanın ve fazla kiloların en büyük suçlusu kim? Stres ve bununla beraber salgılanan Kortizol Hormonu. Kalıcı zayıflama denilen kavramın en temelinde yatan da stresi doğru yönetmektir.

NEDİR KORTİZOL HORMONU?

En basit şekliyle Stres anında böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormondur ve direk şekerle alakalıdır. Bu hormon harekete geçmemizi gerektiren durumlarda üretilir. Vücudun “savaş ya da kaç” güdüsüdür. Kan basıncı yükselir ve böylece yaklaşan tehlikeyle yüzleşmek için yeterince tetikte oluruz.

Vücudun tuz ve su dengesini ayarlayan da bu Kortizol hormonudur. Potasyum, protein ve yağların kullanılmasında önemli rol oynar. İşte bu hayatta kalma hormonu yüksek kaldığında istemediğimiz bel çevresi yağlanması başlar. Karın çevresinde ki yağ hücreleri kortizole ve yüksek insülin seviyelerine karşı hassastır. Vücudun bu bölümü enerji depolama konusunda önemli rol oynar. Bu nedenle fazla stres karın bölgesi yağlanmasına sebep olur.

Yale Üniversitesinde yapılan bir araştırmaya göre karın bölgesinde fazla yağlanması olan kadınların, kalça bölgesinde fazla yağlanması olan kadınlara göre daha çok stresten etkilenip, kortizol ürettiğini ortaya koymuştur.
En önemli belirtisi bel çevresi yağlanmasıdır. Ama bunun dışında bağışıklık sisteminide olumsuz etkilemektedir. Kemiklerde ki kalsiyumu çekerek kemikleri zayıf bırakmakta ve ruhsal sorunlara da yol açmaktadır. Çünkü kortizolün artması serotonin yani mutluluk hormonunun azalmasına neden olmaktadır. Serotoninin az olması kişinin mutsuz, depresif ve asabi olmasına neden olmaktadır.

Kortizol hormonunu yükselten diğer etkenler kafein tüketimi, gergin ya da hayati risk taşıyan olaylar, yüksek tempolu egzersizler, düşük kalorili diyetler.

Tabi bu noktada içinizden “stres kilo aldırıyor anladık ama hepimiz stres içinde yaşıyoruz nasıl uzak duracağız birde onu söylesen” dediğinizi duyar gibiyim. Ve çok haklısınız!

Stresi hayatımızdan çıkaramayız ama onunla baş etmeyi öğrenebiliriz. Her zaman, ne olay olursa olsun sakin kalmak ve anlık yüksek şiddetli tepkiler vermemek en temel özelliğimiz olmalı. Her olumsuz gibi duran olayın arkasında mutlaka olumlu bir şey vardır. Mevlana’nın da dediği gibi;

“Kötü bir döneme girdiğinde ve herşey sana karşı gibi göründüğünde, bir dakika bile dayanamayacakmışsın gibi geldiğinde SAKIN PES ETME, çünkü işte orası gidişatın değişeceği yer ve zamandır.”

Yorum Yazın